6 Ağustos 2009 Perşembe

18.5 milyar dolarlık palavra!

Ödemeler dengesinde ortaya çıkan 18.3 milyar dolarlık bilinmeyen döviz kaynağı üzerine 13 Temmuz günü bu satırlarda değinmiştik. Bir biçimde hesaplara girmeyen ve bilemediğimiz döviz kaynağı vardı. Ya da dışarıdaki kaynaklarla ödenen borçlardan kaynaklanıyor olabilirdi. Araştırılmaya muhtaç bir konu olduğunu yazmıştık. Nitekim Merkez Bankası Başkanı, yüksek dalgalanma dönemlerinde AB’de de bu tür anomalilerin ortaya çıktığını söyledi. Oldukça teknik içerikli bu konu, 10-15 gün geçtikten sonra palavra ve komplo kuramları boyutuna taşındı.
Geçtiğimiz hafta bir TV kanalında yayımlanan haber şöyleydi: “Hükümet krizi aşmak için yurtdışından gelen paranın hesabı sorulmayacak demişti. Hükümetin bu çağrısına uyan bir İranlı işadamı yedi buçuk milyar dolar ve 20 ton altını yani 18,5 milyar doları bir konteynıra doldurdu, kuryelerle Türkiye’ye gönderdi.” Bu haber kadar, bu haberin yayımlanmasının ardından çeşitli mecralarda yer alan ekonomi haberlerinde de, hiç de ciddiye alınamayacak tam bir ‘geyik’ dönmeye başladı. ‘Bir delinin attığı, kırk akıllının çıkaramadığı taş’ örneği gibi. Bakanlar, Merkez Bankası bu saçmalığı düzeltmekle zaman geçirdi. Haberin kaynağı olan bir avukat, 18.5 milyar dolarlık döviz ve altının İranlı bir işadamı olan müvekkiline ait olduğunu söylüyor, hiçbir tutarlılığı olmayan bir öyküyü anlatıyordu. TV kanalının haber merkezi ise haber kaynağının ‘salladığı’ palavraları kontrol etmeden olduğu gibi yayımlamıştı.
Birincisi, son dönemde ortaya çıkan bir ‘18.5 milyar dolar’ efsanesini anlatalım. Bunun temelinde; ödemeler dengesi hesaplarında yer alan ‘net hata ve noksan’ kaleminde, ekim-mayıs döneminde ortaya çıkan 18.3 milyar dolarlık açıklanamayan döviz kaynağı var. Bu konuda yapılan teknik yorumlar yazıldı. Biz de, 13 Temmuz’da bu konuyu ele almıştık. İzleyen günlerde basında farklı mecralarda ele alınmaya devam etti. Yapılan ödemelere ve döviz çıkışına karşın döviz rezervlerinin azalmaması, ya da 18.3 milyar dolarlık kaynağı bilinemeyen döviz girişinin ne olduğu şimdiye dek çözülemedi. Ancak, bunun komplo kuramı üretecek boyuta gitmesi, ‘sağır duymaz, uydurur’ aşamasına gelmesi anlaşılır gibi değil. Hele ki, ‘bir kişinin tek başına yurda soktuğu para’ boyutuna inanan ve de öyle sunan habercilerin olması daha vahim.
İkincisi, 7.5 milyar dolar ve 20 ton altının toplam değeri 18.5 milyar dolar etmez. Altının kilosu kabaca 30 bin 500 dolar dersek, 20 ton altın 610 milyon dolar eder. Böylece konteynıra yüklenerek getirildiği iddia edilen paranın 18.5 milyar dolar olduğu söylenirken, verilen bu dökümdeki tutarsızlık, iddianın ‘matematiği zayıf’ palavra olduğunun kanıtı.
Üçüncüsü, aklı başında bir yatırımcı hiçbir zaman nakit para taşımaz. Hele ki, sözü edilen para ve altının fiziksel boyutu; ‘taşınabilirlik’ sınırının çok çok ötesindedir. Güvenli taşıma ve tahrip olma, yangına maruz kalma ve soyulma tehlikesine karşı sigortasız taşınabilir bir değerin çok ötesindedir. 18.5 milyar dolar çok büyük bir tutardır. Bunun bir konteynir içine sığması, ‘evcil hayvan gezdirir gibi’ rahatlıkla dolaştırılması, bir şoföre teslim edilip bir yere gönderilmesi sıkı bir palavradır. Tüm bankacılık sistemine gerektiğinde nakit yabancı para sağlama işlevi olan Merkez Bankası’nın bile kasalarındaki toplam nakit döviz miktarı 400 milyon doların üzerine çıkmamaktadır. Merkez Bankası’na ve bankalara gelen ya da çıkan dövizler bir muhabir banka üzerinden aktarılmaktadır.
Dördüncüsü, gelişmiş ülkelerde belli miktarda nakit dövizi elinde tutanlar ‘kara para’ soruşturmasıyla karşılaşmaktadırlar. Varsayalım ki 18.5 milyar dolarlık döviz ve altın olan konteynır yakalandı. Nereye gider? Merkez Bankası’na. Merkez Bankası ne yapar? Önce kasasına koyar. Kasasında artış var mı?
Yok. Olsaydı; kasasından sonra, yurtdışı muhabirlerine gönderip hesabına geçer. Hesaba geçen bu dövizler Merkez Bankası döviz rezervlerini artırır.
Böyle bir şey var mı? Yok!
Beşincisi, ‘varlık barışı’ olarak nitelenen uygulamanın vergi mükelleflerini yani Türk yurttaşlarını ilgilendirdiğini anımsatmak gerekiyor. Yatırım için gelene ise zaten kaynağının neresi olduğu sorulmuyor. İranlı işadamının vergi mükelleflerini ilgilendiren ‘bu çağrıya’ uyması, ilgisiz bir ‘öykü kulpu’ olmuş!
Altıncısı da, çöpe atılacak bir iddianın gündeme girip bu kadar büyük bir ‘geyik’ haline gelmesi, akıl
ve bilgi yerine komplo kuramlarına prim verilmesinin sonucudur.

Hiç yorum yok:

Öne Çıkan Yayın

En erken faiz indirimi ne zaman gelir?

  Merkez Bankası bugün faiz kararını açıkladı.  TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oran...

Popüler Yayınlar